Selam. Günlük gibi gözüken ama artık günlüğün g'si ile alakası kalmamış blog hesabım.
Aylar aylar sonra yazmak aklıma geliyor. Aslında şu an bunları yazmadan önce de 'yazayım mı yazmayayım mı' diye kısa süreli bir gel-git yaşadım. Neyse, sonuç olarak buradayım. Her kim okuyorsa şimdiden aşırı gloomy bir yazı için özür dilerim.
Aslında iyiydim. Yani en azından içten içe iyi olduğumu düşünüyordum. Bir sorunum yoktu. Ama 3 hafta önce babamın depresyona girmesiyle bundan ben de nasiplendim.
Bu depresyon işini gelip geçici sanmıştım. Çünkü babamlık bir şey değildi. Yani anlarsın işte. Sürekli dışarıya, işe çıkan babam evden çıkmak istemiyordu. Önceden dışarıya zaman ayırdığı için bana zaman ayıramadığından yakınıyordum. Şimdi çıksın gitsin istiyorum.
Geçen hafta hastaneye gittik. Şu an adını unuttuğum -ama erkeklerde üreme organları ile alakalı bir hastalık işte- bir hastalık olduğunu ve başlangıç olduğunu söylediler. İlaçla tedavisi var tabii. Ama o ilaçlar etki edene kadar ben yine ne sik yapacağım bilmiyorum.
Ben hassas bir karakterim. Anneannemin depresyonu, annemin depresyonu derken şimdi de babamınki çıktı. Doğal olarak psikolojikmen yıpranıyorum çünkü onun içinden gelmeyince benim de gelmiyor. Severek yaptığım şeyleri de yapmak istemiyorum.
Şu an ilaçlarını alıyor ki ilk haftalar iyiydi ama şimdi yapması gereken tonla işi var ama hep bahane üretip evde kalıyor. Sinir oluyorum. Tadım kaçıyor. Şimdi de yemek masasından direkt kalktım ve kafamı boşaltmam gerektiğini hissettim.
Sürekli bir şeylerle uğraşmaktan yoruldum. Hayatım tam düzene girdi diyorum sürekli bir sınava tabii tutuluyorum. Bunlar belki de normal şeylerdir. Aile sonuçta destek olmaktan başka elinden bir şey gelmez. Ama ben gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum.
19'unda doğum günümdü. Hiçbir şey yapmadık. İstemedim. Odama çıkıp içtim. Yani belki de uzun zaman sonra hissetmediğim bir yalnızlık hissettim o gün. Ama bu fiziksel bir yalnızlık değil. Benim çocukluktan beri boğuştuğum bir yalnızlık hissi. Bunu en son ortaokulda evden kovulup anneannemin yanına geldiğim senelerde hissetmiştim. Birilerinin var olduğunu biliyorum bu yüzden mutluyum ama insan içindeki yalnızlıkla baş edemiyor işte. bu ruhsal bir şey. Başa çıkamıyorum. Çıkmanın tek yolu da günlük hayatımda bunu unutmaya çalışarak hayatımı geçirmek falan oluyor.
Son bir haftadır içimden bir şey yapmak gelmiyor. Ödev olarak yetiştirmem gereken bir tez var ama ona bile başlayamadım. Bu durumdan etkileneceğimi biliyordum yine şaşırtmadı. İnsan evin içinde bir şeyleri yapmaya hevesli tek kişi olunca durum buna evriliyor işte. Babama bunu anlatamıyorum. Belki de ben çok bencilim.
Bu süreç illa geçecek. biliyorum. hep geçti. Ama diyorum ya geçse de bir yerlerde izini taşıyorum. Bunlar ilerleyen yaşlarımda durduk yere aklıma gelecek olan şeyler.
Günlerim de çorba gibi. Kısa film muhabbetleri yüzünden zaten düzensizdim ama şimdi babam hiçbir şey yapmadığı için benim de yapasım gelmiyor. geç uyuyorum geç uyanıyorum. günlerimin çoğu çöp oluyor. kahvaltı değil akşam yemeği ile idare ediyorum. gün içinde yapmam gereken hiçbir şeyi yapasım gelmiyor.
Yarın belki daha iyi hissederim bilmiyorum. Diyorum ya geliyor ve geçiyor ama geçmesi bende sürekli yara açıyor. Ben gerçekten çok fazla yoruldum.
Babama bir şey anlatamıyorum direkt tartışıyoruz. Durumu şükür ciddi değil. yani ameliyatlık bir durumu yok. İlaçlarla toparlayacak ama onun da istemesi lazım. Görüyorum ki pek oralı değil. Bu yüzden de kafamdaki düşünceleri atma gereği hissettim. Bunları tek parça toparlamak zor oluyor bazı şeyleri de unutuyorum ama olsun.
Geçen ilyada ile konuştuk ondan önceki gün de Kokobattır'ımın mesajını okudum, yaptığı kolajı inceledim. Onları seviyorum. İyi ki varlar.
Biliyorum ki bundan birkaç gün sonra bana yine gelecekler ve bunlar yaşanmamış gibi olacak. En azından ben unutmaya çalışacağım ama bilirsin ki ben hafıza kaybından korkuyorum. Bunları da benim yerime sen belgele. Çünkü ne kadar yaşarım bilmiyorum ama en azından bana hatırlatırsın. Ben de okur ve bunca şeye rağmen hayatta nasıl kalmışım nasıl savaşmışım bakarım.
Şu an tek istediğim babamın normale dönmesi. Çünkü o normale dönmezse 23 yaşımın yarısını çöp gibi geçireceğim. Bu da benim kötü tarafım. Her şeyden etkilenmek.
Umuyorum o yüzden.
Şimdilik kendine iyi bak. Görüşürüz ♥
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder