2/12/2024

Düşmüş Bir Yıldız, Tahminen Ne Zaman Parlamaya Başlar?




Güne, doğalgaz sistemindeki son hamleler için gelen ustaların takır tukur sesleriyle başlamıştım aslında. Sonrasında inanılmaz karın ağrım + mide bulantım beni biraz daha yatağa mahkum etti ve gözlerimi tekrar açtığımda saat 14.52'ydi. Ardından da ikili ranzamın üst katında pineklemeye devam ettim ta ki 'Ya bir şeyler mi yazsaydım acaba?' diye kendime sorana kadar. 

Ve İşte Tekrardan Buradayım.
Anlatacak ve iç dökecek çok şey var ve ben nereden başlamam gerektiğini bilmiyorum. Hem ayrıca acelem var. Bu yazının 18.00'a kadar bitmesi lazım. Yoksa erkek kardeşimden, işlerimize neden devam etmediğime dair günün vaazını dinleyebilirim - ki şahsen bir kulağım da tıkandı hiç bir şey duymuyorum - o yüzden bunu şimdilik unutup devam edelim. 


10.07.23 En son bu tarihte gelmişim. Ee haliyle o zamandan bu zamana hayatımda inanamayacağın kadar çok şey yaşandı. Mesela, ben artık temelli İzmir'e taşındım. Temelli diyorum çünkü öncesinde belirsizdi ve benim aklımda daha farklı planlar vardı. Ama tabii bu kararımdan memnunum. 

Üniversite stajım için burada bir Radyo istasyonunda staj aldım. Lider Fm'i bilirsin belki. Burada hayatımın en değerli günlerini geçirdim. Beni depresif ruh halimden çıkartan o çok değerli insanlara teşekkür ediyorum tabii ki. Özellikle de canım Rüya ablama. ♥ (O da blog hesabımı takip ediyor eheh olur da bu satırları okuyorsan iyi ki varsın anne yarım!!!) 

Bu arada depresif diyorum ona bir parantez açayım. Böyle olmamın nedeni, annemdi. Neredeyse koca bir senem, annemi intihar etmemesi için nedenler bulmamla geçti. Çoğu zaman bir akşam yemeğinde, yemeğim soğuyuncaya kadar, çoğu zaman da anlık mutluluğu yakaladığım dakikalarda. Bir kaç sefer yanına, Afyon'a gittim geldim. Belki moral verebilirim diye ama hiçbiri işe yaramadı. Artık öyle bir boyuttaydı ki, sabah annemin beni 'Ben bugün filanca kayalığa çıkıp intihar etmeyi denedim.' diyerek anlatmasına kadar vardı. Tahmin edersin ki elimden de bir şey gelmiyordu ve istesem de istemesem de sanırım gelebilecek her ani haberi beklemedeydim. Keza geldi de. Teyzem aradı. Annem ilaç almış. Hastaneye kaldırmışlar. 

Yani bilmiyorum. Üzülüyorum. Kızıyorum ve Bencilce buluyorum. Çünkü, anne ilgisine çok çok ihtiyaç duyduğum bir anda onun bu halde oluşu ve benim elimden hiçbir şeyin gelmiyor oluşu zordu. Bencilce buluyordum çünkü onun psikolojisinden çok daha kötü bir durumdaydım ve bana hiç nasıl olduğumu sormuyordu. Sadece böyle zamanlarda 3 saat boyunca telefonda bana ağlıyordu. 

Neyse işte, bu süreç çok uzun bir süre böyle devam etti. Benim de hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyordu zaten. İnsanlardan, sosyal medyadan çok uzaklaşmıştım. Sağ olsunlar bu süreçte gerçekten benimle olduğunu hissettiğim insanlar beni hep aradı. Boşuna dememişler az insan öz insan diye. 

Ekim ayının sonları mı Kasım mı çok hatırlamıyorum. Belki de biraz daha uzun bir süreçte annem kendini toparladı. Doktorunun değiştirdiği ilaçlar, düzenli kontrol ve enerji alanında yaptığı çalışmalardan olduğunu düşünüyorum. Tabii hemen olmadı bu. Ara ara ani ataklar gelmeye devam etti. Ben de sabırla bekledim. Şimdi aman nazar değmesin çok çok iyi. Hastanede çalışıyordu. İş hayatının artık yorucu olduğunu söyleyip emekli oldu. Üniversiteye devam ediyor. Spora başladı. Arkadaş edindi ve daha sosyal oldu. 

Onun için seviniyorum. Her ne kadar çoğu konuda kızgın olsam da başına bir şey gelmesini asla istemiyorum. O yüzden bir daha böyle günler yaşamaya tövbe ettim çünkü sanmıyorum ki bir daha kaldırabileyim. 

Stajımın bitmesiyle beraber, içinde bulunduğum boşluk beni yıpratıyordu. Artık kendim için bir şeyler yapmalıydım. Bunun için de araştırma yapmaya başladım. Sahne sanatları ile ilgili eğitim veren yerlerle iletişim kurdum. Ama bilirsin ki, Misha'nın hayatı asla kaos olmadan güzel ilerlemez. Tam bir şeyler kesinleşecekken, evden apar topar taşınma sürecine girdik.

Ya bak ben çok kinci bir insanım. Öyle kinciyim dediysem de 1-2 ayda tanıştığım bir insana değil tabii. Ama ulan bu ev sahiplerine o kadar süre içinde kin tutmamak haksızlık olurdu. Bak şimdi. Babamın bulunduğu ev iki katlı. Alt katında 3 odası var ama göt kadar ev. Üst katında bir balkon ve 2 oda var. Ama babam üst katı kullanamıyor. O da niye? Çünkü ev sahipleri canları istediğinde teşrif edebilsinler, orada kalsınlar, suyumuzu, elektriğimizi güzelce kullanıp siktirip gitsinler diye. 

Yine yaz günlerinin sonlarına yaklaşmışken, bunlar başka bir yerde bulunan evlerinden gelip üst kata çöreklendiler. Babam da benim kavga kaos hiç sevmez. Bunlar gelince gayet iyi karşıladı. Ha ayrıca biz onları 1 hafta kalıp gidecekler diye düşünüyorduk. Ama o 1 hafta oldu mu sana 15-20 gün. Ay İmdat ya. 

Bak şimdi, kadın geldi bize. Üst katın tüm perdelerini sökmüş. KENDİ EVİNE GÖTÜRÜP YIKATMAK YERİNE BİZE GETİRDİ. Ulan ben senin kişisel perde yıkayıcın mıyım? Ay nasıl çıldırdım. Ben orada yerimde duramıyorum babam kaos çıkmasın diye susuyor. En sonunda bu kadın, size çay içmeye geleceğiz diye aradı babamı. Ben de istemediğimi söyledim. Başladık kavgaya. Sen misin beni evine almayan dedi ve mart ayına kadar çıkmamızı istediler SJGFNDGKDJGKG.

Komik dimi? Ay gönül isterdi saç baş kavga edelim de işte seviye düşürmeye gerek yok. Ev de rutubette yüzüyor zaten. Allahtan çıktık oradan da göt kadar evlerini alıp başlarına çarpabilirler. 

Şimdi ki taşındığımız yer de çok güzel. Eski bir Rum evi. Tarihi Asansörün üst sokağındayız. Yani canımız istediğinde inebiliyoruz barlar sokağına. Mis. Tabii burası karşımıza öyle bir zamanda çıktı ki babam çok kararsız kalmıştı. Zorlamalarım olmasaydı naneyi yiyorduk. 

Ev iki katlı. Bir alt katı da depo ve mutfak. Üst kat, ben ve erkek kardeşimin odası yanımızdaki oda da beraber içerik oluşturduğumuz çalışma odası. Ayrıca balkonun yanında bir mutfağı da var. Dizayn etmesi ve yerleştirme süreci zor geçti ama buna değdi. Alt katta salon, mutfak ve yatak odası. Toplam 3 mutfağı var. Baya geniş olmasını, babamın eşyaları için istedik aslında. En azından hem kişisel alanımız olacak hem de babam eşyalarını rahatça bir yerde toplayabilecek. 

Mahalle çok candan. Herkes birbirine selam veriyor. Çok alışık olmadığım için zorlanıyorum :d Ha bu arada sana bahsetmedim ama bizim 'Misha' adında bir kedimiz vaaarrr. :) Adı neden Misha acaba düşün bakalım lol. 


Bak buraya koyuyorum fotoğrafını :)



Burada 2 aylıktı. Bizimle ilk gecesi :) 

 
Ve artık 7 aylık kocaman bir bebek! Hele hele sıfata bak. :) Onu sahiplendiğime çok şanslıyım. İyi ki benimle, bizimle. Canım Kızımm ♥


Misha





Evet Misha'dan da bahsettiğimize göre, sürecime devam edebilirim. Eve taşınma ve yerleşme işleri 1-2 aya mal oldu. Halen de bitmiş sayılmaz çünkü evi doğalgazlı diye tuttuk ama taşındığımızdan beri doğalgazın d'sini ortada görmedik :d Bu yüzden ha anam oraya git ha babam buraya git beynim oldu sana kazan dairesi. Bakalım yarın kesin gazı açacaklarını söylüyorlar da şahsen ben umutlanmıyorum. 

Bir yandan erkek kardeşimle sosyal medyaya ağırlık vermek için hazırlıklar yapıyoruz. Bir yandan tasarımlar hazırlıyor bir yandan da o yayın verirken ben de yardımcı oluyorum. Her şeyin toparlanması mart sonunu bulur diye düşünüyoruz ama ne kadar hızlı hareket edersek o kadar hızlı kazanç sağlarız çünkü paraya çok ihtiyacımız olan bir dönemdeyiz. 

İşin benim için en önemli boyutu da, kendim için bir şey başarmış olmam. Ve bu yeni bir olay bu arada. 2 gün falan oldu. Hazırsan başlıyorum. 


2 Hafta önce, doğalgaz işleri için babamla sabahın köründe dışarıya çıktığım bir gündü. İşlemlerimizi gergin bir ruh halinde halledip eve gidiyorduk. Mola vermek için ev yakınlarındaki bir pastaneye oturduk. İşte sohbet muhabbet çay falan derken babam bir anda masadan kalktı ve birilerinin yanına gitti. Bir kaç saniye sonra da beni çağırdı. 

Karşılıklı merhabalaştığım insanlar, bir oyunculuk atölyesinde eğitim veren eğitmenlermiş meğerse. Ve eğitim için başvuru açmışlar. 'Lan acaba bu bir işaret mi?' demeye kalmadan bir kaç dakika boyunca konuştuk ve başvuru yapmaya karar verdim. En son üniversitede sahneye çıkınca ve buraya gelince bir asosyale bağlayınca nasıl ayak uyduracağımı düşündüm. Körelmiş de olabilirdim yani. Aradan geçen 1 hafta ve bu günden tam 3 gün önce, gece 23.00'da başladığım ve sabah 08.30 gibi bitirdiğim başvurumu gönderdim. Seçtiğim tiradı da ezberlemem aynı gün içinde 2 saatimi almıştı bu yüzden rahatlamıştım. 

Şimdi ya seçilecektim ve 9 aylık bir eğitimin içinde olup güzel bir kariyer için adım atacaktım, ya da seçilmeyecek ve başka bir başvuru sürecine kadar çalışacaktım. 

Totom meraktan tutuşmuş bir şekilde beklerken cevap geldi vee Seçilmişimm!! :)

Dün de şartları konuşmak ve kayıt için merkezine gittik. Her şey gayet güzel geçti. İlk dersim de 13'ünde başlayacak. 

Ya bak benim bir Din inancım yok. Ama bir yaratıcının olduğuna inanıyorum. ve öyle bir zamanlamada bunlar yaşandı ki. Düşünsene, o gün ben o pastanede mola vermeseydim o insanlarla tanışamayacaktım ve böyle bir şansım olmayacaktı. Yaratıcı beni seviyor olmalı ha? 

Anlayacağın her şeyin başlangıcındayım. Bir yandan kariyerim için uğraşacağım bir yandan da kardeşimle para kazanma sürecine atılacağım. 


Artık bir yere ait olmak istiyorum. Sürekli taşınmak, ev değiştirmek, istenmemek o kadar yordu ki beni daha fazla bunları taşıyacak halim kalmadı ne yalan söyleyeyim. :) O yüzden ne yapıyoruz, Olumlama!!! Neydi o ? Hah! 777! 

Bu arada 'Kim Carnes - Bette Davis Eyes' şarkısını bilir misin? Benim en sevdiğim şarkılardan biri ve onu her dinlediğimde bana geçen hissiyatı bir türlü açıklayamıyorum. Melodisinin sihirli bir hissiyatı var. Ayrıca bilirsin ki Bette Davis aşığı bir insanım. O yüzden ister istemez manifestlediğimi düşünüyorum. :)

 Dinlemen için aşağıya link bırakacağım. Bana çok büyük şans getirdiğine inanıyorum. 




Tamam artık susuyorum.

'Şimdilik' Kaçtım benn. 

WISH ME LUCK, ULAN.! ☺

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder